Bu çalışmanın amacı, düşük seviyeli lazer terapisinin (DSLT) hızlı üst çene
genişletmesine (HÜÇG) bağlı oluşan kök rezorpsiyonları üzerindeki etkilerinin Mikro-BT
yöntemi kullanılarak değerlendirilmesidir. Çalışmamıza, HÜÇG ve üst birinci küçük azı
dişi çekimi endikasyonu konulmuş 16 birey ve ortodontik kuvvet uygulanmayan sekiz
birey dahil edildi. Üst çene genişletmesi uygulanacak bireyler randomize olarak aktif faz
ve pekiştirme fazı gruplarını oluşturmak üzere sekizer kişilik iki gruba ayrıldı. Split-mouth
dizaynda tasarlanan çalışmamızda, aktif faz HÜÇG, pekiştirme fazı HÜÇG ve ortodontik
kuvvet uygulanmayan gruplarda, randomize olarak seçilen taraftaki çekimi planlanan
küçük azı dişlerine DSLT uygulandı. DSLT uygulaması, Ga-Al-As (820 nm, 8 J, 8 J/cm2
)
diyot lazer cihazı (Doris, CTL-1106MX, Warsaw, Poland) kullanılarak, kök yüzeyi
boyunca, iki bölgeden, dişetine temas ederek, beş hafta boyunca dört günde bir kez olmak
üzere yapıldı. Her grup için, lazer uygulanan dişin karşıt arktaki eşi kontrol grubuna dahil
edildi. Deney süreci sonunda diş çekimleri yapılıp, dişler Mikro-BT cihazıyla tarandı ve
rezorpsiyon kraterlerine dair ölçümler ‘CTan’ yazılımıyla (Skyscan, versiyon 1.16.5.1,
Belgium) analiz edildi. Elde edilen istatistiksel bulgular, DSLT uygulanan gruplarda
kontrol gruplarına kıyasla anlamlı miktarda daha az kök rezorpsiyonu olduğunu gösterdi
(p<0,05). HÜÇG kontrol gruplarındaki rezorpsiyon kraterleri derinlik artışı HÜÇG lazer
gruplarının yaklaşık iki katı kadardı (p=0,0001). Total rezorpsiyon yüzdesi p=0,001
anlamlılığında HÜÇG lazer gruplarında daha az bulundu. Sonuç olarak, HÜÇG’ye bağlı
oluşan kök rezorpsiyonlarını önlemek ve/veya iyileştirebilmek konusunda DSLT’nin
pozitif etkileri olduğu görülmüştür.
The aim of this study was to evaluate the effects of low-level laser therapy (LLLT) on root
resorption that occurs due to rapid maxillary expansion (RME). The study groups were
consisted of sixteen subjects who had an indication for rapid maxillary expansion and upper
first premolar extraction, and eight untreated subjects. The subjects were randomly divided
into two groups to create active-phase and retention-phase groups. As the study was
planned as a split-mouth design, one of the upper premolars had undergone LLLT and the
other one defined as the control tooth of the applied procedure. LLLT was applied to the
premolars on the selected side with a 820 nm Ga-Al-As diode laser (8 J/cm2
) during RME
in the active-phase group, or five weeks after RME in the retention-phase group, or from
the beginning of the examination, in the group in which the subjects didn’t get any
orthodontic force. At the end of the experiment, teeth were extracted and scanned by
Micro-CT device. The measurements of root resorption craters were performed by 'CTan'
software. The statistical findings showed that there was significantly less resorption in the
LLLT-treated groups compared to the control groups (p <0.05). The root resorption craters
in the RME-control groups were approximately two times deeper than it was in the RMElaser groups (p = 0.0001). The total resorption percentage was significantly lower in the
RME-laser groups compared to the RME-control groups (p=0,001). The study revealed
that LLLT has positive effects on preventing and/or healing root resorption occured due to
RME