Klinik pratikte greft uygulamasından, ortodontik tedaviden kaçınmak, daha az
komplike ve daha az invaziv tedavi seçeneği sağlamak amacıyla alternatif tedavi seçeneği
olarak dar çaplı implantlar kullanılmaktadır.
Bu çalışmanın amacı kliniğimizde uygulanmış Titanyum ve TitanyumZirkonyum alaşım dar çaplı implantların sağkalım ve başarı durumu ile marjinal kemik
rezorpsiyonunu belirlemek ve bunları etkileyen potansiyel faktörleri ortaya koymaktır.
Ortalama 2,63±1,47 (Minimum 1, maksimum 8) yıl takip edilmiş 153 hastada 279
dar çaplı implant çalışmada değerlendirilmiştir. Hibrid protetik restorasyonlara destek
olan ve standart protetik restorasyonlara destek olan implantlar ayrı ayrı ve birlikte
değerlendirilerek implant ve hasta özelliklerinin etkileri araştırılmıştır.
Standart protetik restorasyonlara destek olan implantlarda 9 implant, hibrid
protetik restorasyonlara destek olan 2 implant kaybedilmiştir. Tüm implantlarda sağkalım
%96,1, 5 yıllık kümülatif sağkalım %96,3, başarı %95,3, tüm implantlarda ortalama
marjinal kemik rezorpsiyonları 1. Yıl 0,34 mm, 2. Yıl 0,48 mm, 3. Yıl 0,41 mm 4. Yıl
0,45 mm, 5. Yıl 0,55 mm olarak belirlenmiştir. Marjinal kemik rezorpsiyonu köprü
desteği olan implantlarda ve kemik seviyesi olan implantlarda daha fazla izlenmiştir.
İmplant kırığı izlenmemiştir.
Dar çaplı implantların sağkalım ve başarıları ile radyografik takiplerinde kemik
seviyeleri, klinik pratikte öngörülebilir tedavi seçeneği olduklarını, standart çaplı
implantlarla kıyaslanabilir olduklarını göstermektedir.
Narrow diameter dental implants are used as an alternative treatment option in
order to eliminate bone regeneration techniques or orthodontic treatment and provide less
complicated and minimal invasive treatment modalities in clinical practice.
The aim of this study was to evaluate the survival and success rates and the
marginal bone resorption of Titanium and Titanium-Zirconium alloy narrow diameter
dental implants and to determine the potential influencing risk factors.
A total of 153 patients and 279 narrow implants which were followed up
2,63±1,47 (minimum 1, maximum 8) years was evaluated in the study. Standard and
hybrid prosthetic rehabilitation groups were evaluated separately and together and the
effects of the patient and implant variables were investigated.
9 implants in the standard prosthetic rehabilitation group and 2 implants in hybrid
prosthetic rehabilitation group were failed. In total, survival rate was %96,1, 5 year
cumulative survival rate was %96,3, success rate was %95,3 and the mean marginal bone
losses were 0,34 mm for the first year, 0,48 mm for the second year, 0,41 for the third
year, 0,45 for the fourth year and 0,55 mm for the fifth year. The mean marginal bone
resorption of the fixed partial prosthetic rehabilitations was higher than the single crowns
while the results were similar in bone level implants. No implant fracture was detected.
The survival and success rates and the radiological bone levels of the narrow
implants in this study indicated that the narrow implants are predictable in clinical
practice and they are comparable to regular diameter implants.