DiĢ hekimliğinde polisaj iĢlemi için, aĢındırıcı tozları, hava ve su karıĢımı içinde
püskürten hava-toz sistemlerinin kullanımı son yıllarda oldukça yaygınlaĢmıĢtır. Farklı
özelliklere sahip aĢındırıcı tozların kullanıma sunulması ile, bu tozların diĢin sert
dokuları üzerindeki etkilerini değerlendirme ihtiyacı doğmuĢtur. Bu çalıĢmanın amacı,
sodyum bikarbonat, glisin ve eritritol bazlı aĢındırıcı tozların, hava-toz sistemi
uygulamalarıyla, minede ve ağız ortamına açık kök sementinde meydana getirdiği
değiĢiklikleri değerlendirmektir. Bu amaçla, 48 adet tek köklü diĢ, üç gruba ayrılarak
değerlendirilmiĢtir. Kuron ve köke, orta ve maksimum güç ayarında, 600
açıyla, 5 sn
boyunca üç tozla hava-toz uygulaması yapılmıĢtır. Örnekler, uygulama öncesi ve
sonrası mikro-bilgisayarlı tomografi (mikro-BT) ile taranarak, defekt derinliği, defekt
hacmi, demiralizasyon derinliği ve mineral yoğunluğu değerleri hesaplanmıĢtır.
Maksimum güçteki defekt derinliği, defekt hacmi ve demineralizasyon derinliği
ortalamaları, tüm toz gruplarında orta güç ayarındaki ortalamalardan istatistiksel olarak
anlamlı yüksek bulunmuĢtur (p<0,05). Tüm toz gruplarında uygulama sonrası mineral
yoğunluğu ortalamaları istatistiksel olarak anlamlı düĢük bulunmuĢtur (p<0,05).
Sodyum bikarbonatın, minedeki ve sementteki defekt derinliği ve defekt hacmi
ortalamaları, glisin ve eritritolün ortalamalarından istatistiksel olarak anlamlı yüksek
bulunmuĢtur (p<0,016). Glisin ve eritritol arasında, defekt hacmi ve defekt derinliği
ortalamalarında istatistiksel olarak anlamlı fark görülmemiĢtir (p>0,016). ÇalıĢmamızın
sonuçlarına göre, sodyum bikarbonat bazlı aĢındırıcı toz, glisin ve eritritol bazlı
aĢındırcı tozdan daha fazla abraziv özelliğe sahiptir. Glisin ve eritritol bazlı aĢındırıcı
tozlar, diĢeti çekilmesi olan hastalarda supragingival hava-toz uygulamaları sırasında
kullanılabilir, fakat bu tozların da abrazyona yol açtıkları unutulmamalıdır. Güç ayarı,
renklenme ve plağın etkili uzaklaĢtırılabildiği en düĢük seviyede tutulmalıdır
The use of air-polishing device that operates by directing a fine slurry of
pressurized air, water, and abrasive particles has become widespread in dentistry for
polishing. The introduction of abrasive powders with different properties creates the
need to evaluate the effects of these powders on dental hard tissues. The aim of this
study is to evaluate the effect of sodium bicarbonate, glycine and erythritol air polishing
on enamel and exposed root surface. Forty eight single root teeth with root surface
exposed were included into the study. The teeth were divided into three groups, the
crown and exposed root surface were air polished using three powders at
instrumentation time of 5s, combinations of medium and maximum power and medium
water settings, distance of 5 mm and angulation of 600
. Samples were scanned in a
micro-computed tomography (micro-CT) at baseline and then after powder treatment
and the defect depth, defect volume, demineralization depth and mineral density values
were estimated. At maximum power setting, defect depth, defect volume and
demineralization depth were significantly higher than at medium power setting in all
powder groups (p<0,05). After application, mineral density was found significantly
lower in all powder groups (p<0,05). A significantly greater defect depth and defect
volume and less mineral density was observed at both medium and maximum power
with sodium bicarbonate compared with glycine and erythritol (p<0,016). Regard to
defect volume and demineralization depth, no statistically differences between erythritol
and glycine (p>0,016). The results of this research indicate that, sodium bicarbonate is
more abrasive than glycine and erythritol. Glycine and erythritol air polishing may be a
viable treatment option for patient with gingival recessions, but it should be noted that
these powders also cause abrasion. The power setting should be kept at the lowest level
at which stain and plaque can be effectively removed.