Çevre sorunları, günümüzde yaşamın her alanında karşılaşmakta olduğumuz, iç içe yaşadığımız bir dizi fiziksel, kimyasal ve biyolojik olayların toplamı olarak karşımıza çıkmaktadır. Sonuçları doğrudan ruh ve beden sağlığımızı etkilemektedir. Sağlığa ilişkin boyutlarının yanı sıra ekonomik yönü ile de günlük yaşamımız üzerinde etkili olmaktadır. Çevre kirliliği sonucu hızla bozulan sağlığımız, kirlenen hava, su ve toprak kaynaklarımız, dengesi bozulan doğal çevrenin eski konumuna getirilmesi mümkün değil veya çok güçtür. Biraz dahi düzeltilebilmesi büyük harcamaları gerekli kılmaktadır.
Ülkemizde sanayileşme ve kentleşmeye bağlı olarak çevre kirliliği bölgesel ve yerel boyutlarda yaklaşık 30 yıldır görülmekte ve konuşulmaktadır.
Önceleri çok sınırlı sayıda aydın ve bilim adamı arasında konuşulan ve yakınmadan öte gidemeyen konu bugün tüm kamuoyunu, sokaktaki sade vatandaştan, politikacı, bürokrat ve işadamlarına kadar hemen herkesi ilgilendiren geniş çevresel bir boyut kazanmıştır. Şimdilerde hemen herkesin konu hakkında görüşü, söyleyecek sözü ve ilgisi bulunmaktadır. Olay küresel boyut kazanmıştır. Önceleri sadece gelişmiş ülkelerin gündeminde yer alan çevre sorunları son 20 yıldır. Üçüncü Dünya Ülkeleri veya Gelişmekte Olan Ülkelerin gündemine de zorunlu olarak girmiş durumdadır.
İnsan canlı bir varlık olarak onu saran doğal çevrenin bir parçasıdır ve çevre ile alışverişi vardır. Öncelikle solunum yapar, su içer ve besleniriz. Bu ilişki doğal bir denge içerisinde sürüp gider. Çevreyi oluşturan öğelerde ortaya çıkan bir değişiklik insanı da etkiler. Kısacası insan çevresiyle etkileşim içerisindedir. Çevre olmadan yaşanmaz. Bozulan çevre sonuçta insanı doğrudan veya dolaylı etkileyeceği için insan çevresindeki değişiklikler ile ilgilenmek zorundadır.
Çevre sorunlarına ilgi ülkemizde 1970'li yılların başlarında başlamış bu alanda seminer, panel ve toplantılar düzenlenmeye başlanmıştır. Konuya basın ilgi duymuş, üniversitelerde ders ve konferanslar düzeyinde ele alınmıştır. 1980'li yıllarda ilgi artarak devam etmiş 1990'lı yılların başlarında ise hemen tümüyle kamuoyunun gündemine oturmuş ve hatta konuya ilgi bir yarışa dönüşmüştür.
Kocaeli Ili, uzunca zamandır çevre sorunları ile özdeşleşmiş durumdadır. Kirliliğin hemen her çeşidi gözlenmektedir. Kocaeli Üniversitesi'nin kurulmasıyla birlikte konunun yöredeki önemi dikkate alınarak Rektörlüğe bağlı "Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi" ile Mühendislik Fakültesi ne bağlı olarak "Çevre Mühendisliği Bölümü" açılmıştır. Böylece konuya araştırma, bilimsel çalışmalar ve eğitim öğretim düzeyinde eğilme ve ilgilenme imkanı doğmuştur.
Bu kitap Çevre Mühendisliği Bölümüne gelen öğrencilere bir kaynak sağlayabilmek amacıyla ele alınmıştır. Önceleri Çevre Mühendisliğine Giriş adı altında anlatılan, daha sonra Çevre Mühendisliği Temel Bilgileri olarak anlatılan dersler için kaynak olarak hazırlanan notlarımızın lisans ve yüksek Finans öğrencileri ile konuya ilgi duyanlara yararlı olacağını ümit ediyoruz.
şekil, tablo ; 24 cm