Description:
Bilim kesin kurallan olan, hipotez aşamasında bile gerçeklere dayanan, gözlem, araştırma ve sık sık da kuşkuya gereksinim duyulması gereken bir kavramdır. Şir ise soyuttan somuta gidip gelen sözcük avcilanyla, düş gezginlerinin uykusuz gecelerini güzelleyen ucu bucağı olmayan bir ülke! Şiirin bilim olup olmadığı geçmişten günümüze pek çok kez gündeme taşınmış, tartışılmış sonunda zamanın arşivine kaldırılmış bir konudur. Aslına bakarsanız şiire bilim kimliği giydirmek belki de ona yapılabilecek en büyük haksızlık olacaktır. Şiri salt bilimsel kurallara uyarlamak ellerine kelepçe, ayağına bukağı takmaktan başka bir şey değildir. Şiiri bilimselleştirmek yaratıcılığa vurulacak en güçlü darbe olacaktır kuşkusuz. Ancak bu öngörü, şiirin bilimsel kavram, yöntem ve sistematiği kullanamayacağı anlamını da taşımaz. Şairin dünya görüşü, bilimsel dağarcığı şiire güç verir. Didaktizmin albenisine kapılmaksızın, bilimden şiire açılacak bir pencere, tartışmasız yepyeni söylemlerin, dize ve şiirlerin yaşama katılmasını sağlayacaktır. "Şirin kongresi mi olur?" geçtiğimiz 6 ay içerisinde en sık karşılaştığımız soru oldu! Dilimiz döndüğünce yanıtlamaya çalıştık bu soruyu sevgili Şener Aksu ile. Evet, şirin kongresi olur. Şirin insan için olması, şairin toplumun en duyarlı bireyi olma özelliğini taşıması, daha da öte şiirin yaşayan, soluk alıp veren bir olgu olarak kabul edilmesi onun sorunlanının tartışılacağı bir kurultayın da toplanabileceğini gösterir. Önemli olan karar verip eylemi gerçekleştirebilmekti. Rektörümüz Sayın Sezer $ Komsuoğlu, ben ve sevgili Şener Aksu işte bunu yaptık! Karar verdik ve çalışmaları başlattık. Destek olan da oldu, kostek olmaya çalışan da. Bir köşeden sessizce izlemeyi yeğleyen de! Bizleri mutlu eden özellikle "Serbest Bildiriler" bölümüne olan katılımın yoğun olmasıydı. Gerçek anlamda bir ölçüt olmamakla birlikte, Türkiye'de şir adına söyleyecek sözü olanların ne denli çok olduğunun bir göstergesiydi bu durum. Dolayısıyla, Kongre Düzenleme Kurulu'na düşen de etkinliğin ilk olması gerekçesiyle gelen bildirileri ön elemeye almaksızın tümünü yayınlamak olmalıydı ve öyle yapıldı. Kongre'de yer alacak üç konferans, bir panel ve yetmişe yakın sözlü sununun kongre kitapçığında toplanması, etkinliğin geleceğe aktarılması için gerçek anlamda bir zorunluluktu. Kitapçığın, kongre sonrasına ötelenmesi bizleri rahatlatacak olmasına karşın demirin tavında dövülmesini engelleyecekti. Bu konudaki öneri ve deneyimlerini bize aktardığı için sevgili Veysel Çolak'a teşekkür borçluyuz. Ancak bu durum yazılanın toplanması için bir tanh saptamamızı gerektirdi. Bu da doğal olarak bazı konferans sunuculan ile panelisterin yazılannin haklı gerekçelerle elimize ulaşmasını engelledi. Kendilerinden özür diliyor ve yazılar elimize ulaşır ulaşmaz bir ek hazırlayıp sorunu gidermeyi düşündüğümüzü duyurmak istiyoruz